İbrahim Emiroğlu’nun Kaleminden Dünya Mantık Günü Bildirisi

Mantık ve Eğitimi Neleri Kuşatmalıdır

Dünya Mantık Günü” dolayısıyla Mantık Bilimi ve “Klasik Mantık Öğretimiyle ilgili bazı hususları dile getirmeye çalışacağım.

Mantıksal problemlerin tartışılmasında kullanılan klasik mantığa ve çağdaş mantığa ait kavramlar, ait oldukları mantığa göre dikkatle kullanılmalıdır. Günümüzde farklı mantık tanımları ve yaklaşımları mantığın en temeli olan yani insanın olgular, fenomenler ve şeylerde aradığı doğruyu bilme ve tutarlılığı sürdürme hedefini değiştirmemektedir. Mantığın tanımını öznel sınırlara özgü kılmak Sofistlere ait bir tutumdur.

Eleştirel düşünce (analitik-kritik), doğru ilkelerin uygulanmasının denetçisidir. Mantık biliminin gelişiminde çağdaş (Frege’den bu yana olanları çağdaş olarak nitelendiriyoruz) analitik geleneğin (ya da çağdaş büyük matematikçilerin) büyük katkısı olmuştur. Bu gelenek bize, geleneksel mantık biliminin konularını ve problemlerini başka perspektiflerden okuma imkânı sağladı.

Geleneksel anlamda bir bilim olmanın gerekli ve yeterli koşulları (ya da önemli koşullarından bir kısmı), bilimin tarifi, konusu, amaçları ve problemleri idi. Modern mantık bize, tüm bunların yeniden düşünülmesi gerektiğini fark ettirdi.

Çelişki diyalektikçilerin haklı olarak üzerinde çok durdukları bir kavramdır. Ancak her şeyi çelişki ile açıklamak, onu değişmez bir açıklama biçimi olarak görmek ve bunu da mantık olarak sunmak doğru değildir. Çelişkilerin, eleştirme etkinliği kadar önemli olduğunu söyleyebiliriz. Ne var ki, çelişiğini gerektiren bir önermenin yanlış olduğunu iddia etmek, “birinci öğretmenimiz” Aristoteles’ten, İslam Dünyasında Farabi’den beri bir bilim olarak kabul edilen mantık disiplininin içinde duranların yani burhanı hedefleyenlerin akademik ilkesi olmuştur.

Mantığın farklı bilgi alanlarıyla ilişkisi incelenirken onu tek bir bilgi ve uygulama alanına indirgemek eksik sonuçlara götürür. Örneğin mantığı, her ne kadar önemli olsa da, yalnızca ontoloji ve epistemolojiye veya yalnızca matematiksel ve linguistik ilişkilere indirgemek, teorik ve pratik çözümlemelerin bütüncül açıklamalara kavuşmasına engel olacaktır.

Kesin ve zorunlu bilgi her zamanki kadar önemini hissettirmekte ve aranmaya veya ihtiyaç duyulmaya devam etmektedir. Bazı yaklaşımlarda kesin bilgiye ulaşılmanın imkânsızlığı dillendirilse de bu sadece kuşkunun itici kuvveti olarak değerlendirilebilir. Kuşku ve kesin bilgi arasındaki mesafe duygu ve güdüler tarafından değil mantık tarafından belirginleştirilmelidir.

Modern dönemde sofizmin gitgide yaygınlık göstermesi ve değer yitiminin yaşanmasında mantıksal düşünmeden uzaklaşılmasının rolü bulunmaktadır. Yanlış kurulmuş öncüllerden doğru sonuç çıkamayacağı gibi sağlam ispatlar da yapılamayacaktır. Sofistik düşüncenin tv programlarındaki tartışmalarda; siyasi, ekonomik, dini vb. pek çok alanda yaygınlaşmasında bu zafiyetin rolü bulunmaktadır. Amaca hizmet eden yanlış öncüllerden doğru sonuçlar elde edilebileceği düşünülmektedir. Oysaki doğru sonuç, iddianın doğru öncüllere, geçerli bir mantıksal işleme dayalı olarak sağlam kurulmasına bağlıdır.

Mantıksal düşünme sadece bilimlerin uymak zorunda olduğu bir gereklilik değildir. İnsanın etkinlik gösterdiği her türlü çevrede mantıksal düşünmeye ihtiyaç hissedilmektedir. Özellikle yöneticilerden başlamak üzere toplumun her kesiminde rasyonalitenin zayıflaması, sadece doğru bilgiye ulaşma kaygısının ortadan kalkması değil, kendi menfaatine, ideolojisine, inançlarına uygun her fikri olumlayan bir yaklaşımın yerleşmesi sonucunu doğurmuştur. Oysa mantıksal düşünmede şu dört husustan vazgeçilmemesi gerekmektedir: Doğruluk, tutarlılık, sağlamlık ve eksiksizlik (yani mantıksal düşünme sisteminde doğruluğu ispatlanamayacak bir önermenin bulunmaması).

Konu, kavram, kişi, tanım ve tasnifler üzerinden yapılması gereken çalışmalar ve tercih edilmesi önerilen önceliklerin Mantık kürsülerinde tartışılıp Türkiye Mantıkçıları olarak Dünya Mantık hamulesine büyük katkı yapacağı inancımla (bildirime EK olarak) bu vadide yol alan meslektaşlarıma Mantık Öğretiminde Gözetilecek Bazı Noktalara işaret etmek istiyorum:

Ülkemizde mantık eğitimi, hem geleneksel mantıkçıların görüşlerini gözeten hem de modern mantık sistemlerini kuşatan bir yaklaşıma sahip olması gerekmektedir. İkisinin birlikte ele alınmasıyla mantık biliminin, özgün yorumların üretileceği bir alana dönüşeceğini öngörüyorum.

Mantık biliminin kendisi İslam mantıkçılarının tabiriyle, “san’at” olduğuna göre, onu öğretmek de bir san’attır. Zira her san’atı icra etmek ve öğretmek bir birikim, yöntem ve incelik istemektedir. Her alanın bazı incelikleri ve öncelikleri vardır. Mantık öğretiminde öğrencinin motivasyonunu artırmak, istekle bilinçli yol almasını ve kalıcı bilgiler edinmesini sağlamak, bunun yanısıra Mantık biliminin diğer alanlarla ilişkisini kurması için öncelikle bu dersin önemi, kullanım alanı ve yararı konusuna eğilmek isabetli olacaktır. Zira mantık dersini yürüten akademisyenlerin, önce öğrencileri mantık konularının kuru, kural yığını, fazla işe yaramayan zevksiz bir alan oluşturduğu önyargısından kurtarması gerekmektedir. Bunun için mantık tarihinden ilgi çekici tartışmalar ve çeşitli anekdotlar sunulabilir.

Dersin öğretiminde bazı öncelikler gözetilmelidir. İlk olarak, pekçok kimsenin farkında olmadığı yahut yanlış anladığı

  • mantıkta biçim-içerik, geçerlilik-doğruluk ilişkisi açığa çıkartılmalıdır.
  • Tasavvurların maksadı olan tanım ve şartları,
  • önermelerde dağıtılmışlık,
  • çelişik önermeler
  • kıyasta orta terim,
  • beş sanatı birbirinden ayırma becerisi
  • kısaltılmış (enthymeme) kıyaslar ve bunun günlük hayatta, bilimde, retorikte hatta (ilahiyatlılar için) Kur’ân-ı Kerim’de ne sıklıkta kullanıldığı ve
  • çeşitli alanlarda sıkça kullanılan mantık yanlışlarını farketme yolları

önem ve öncelikle dikkat çekilecek hususlar olarak görülmektedir. Bu hususlara dikkat etmenin öğretim kolaylığı sağlaması, pratik değeri olması ve öğrencinin kritik yapması, mukayeselerde bulunması; yanlışları farkedip bilimsel, felsefi, pratik hayatta ve sosyal medyada bu yanlışları işlememesi yahut onların tuzağına düşmemesi gibi faydalar sağlayacağını ummaktayım.

Mantık konularını aktif öğretim tekniklerinden yararlanarak, örneklerle somutlaştırarak ve pratik yaptırarak öğretme hem faydalı hem de, yukarıda da değinildiği gibi, dersi sıkıcı ve kuru olmaktan kurtarıp zevkli hale getirecektir. Dikkat edilecek bir önemli husus da konuları aktüelleştirme ve din, ahlak, siyaset, tarih, retorik, iletişim, medya gibi alanlarla irtibatlandırma olacaktır. Uygulamalı Mantık (Applied Logic) olarak yapacağımız bu etkinliğin mantık biliminin ciddiyet ve ağırlığına halel getireceği kaygısını taşımamalıyız.

Mantık öğretiminde belirlediğimiz hedeflere ulaşınca, bizim bu çabamızın, bu alana ilgi duyanların sağlam düşünmelerine, tutarlı olmalarına, doğruyu ve gerçeği etkin bir şekilde dile getirmelerine haliyle başarıyı yakalamalarına, başarılarının da Farabi’nin et-Tenbih (Mutluluk Yoluna İletme’de) de belirttiği gibi mutlu olmalarına yol açacağına inanıyorum.

Mantık öğretiminde gelişmiş yöntemleri deneyerek Meslektaşlarımın mantık derslerini daha verimli hale getireceklerini umuyor, Dünya Mantık Günü vesilesiyle mantık öğretimi üzerinde yeniden düşünmeyi ve yol gösterici fikirlerin ortaya çıkmasını diliyorum.

Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu
14 Ocak 2023

Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu’nun Özgeçmişi

Erzincan’da dünyaya gelen İbrahim Emiroğlu, ilk ve orta öğrenimini Erzincan’da tamamladı. 1979 yılında Erzurum Yüksek İslâm Enstitüsü’nden mezun olup iki sene sonra aynı kuruma Felsefe asistanı olarak girdi. 1983 tarihinde Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’den öğretim görevlisi olarak Dokuz Eylül Üniversitesi İlâhiyat Fakültesine naklen atandı. 1991’de “Mantık Yanlışları Üzerine Bir Araştırma” başlıklı doktora teziyle Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mantık doktora derecesini aldı. 1996’da Doçent, 2002 yılında Profesör oldu.

Mantık, mantık yanlışları, retorik, diyalektik, sofizm, sufizm, Mevlana vb. konularla ilgili uluslararası ve ulusal çok sayıda kitap, sözlük, makale, sempozyum bildirisi, ansiklopedi maddeleri, gazete ve dergi yazıları bulunmaktadır. Ayrıca edebiyat, şiir ve sanatla ilgilenmektedir. Halen DEÜ İlahiyat Fakültesinde mantık dersleri vermekte ve Mantık Anabilim Dalı Başkanı olarak görevini sürdürmektedir.

Bir yanıt yazın